GİRİŞ
Tasarım, ortada var olsun veya olmasın, tanımlanmış bir problem olsun veya olmasın, bir çözüm getirmek, bir ihtiyacı karşılamak veya mevcut bulunulan durumdan daha iyi bir fayda düzeyine erişebilmek için düşünülen, planlanan ve uygulanan aşamalar bütünüdür.
Mühendislik tasarımının amaçları arasında sorunlara çözüm bulmak, ihtiyaçlara cevap vermek gibi ortak yarar kavramları yer aldığı gibi, kazanç elde etmek, diğer firmalara oranla pazarda farklılaşmak, taklit edilememek gibi piyasalarda rekabet avantajı sağlayan unsurlar da bulunmaktadır.
İyi bir tasarım gerçekleştirildiğinde, maliyetlerde azalma, kaynakların daha verimli kullanılabilmesi, daha kısa zamanda üretim yapılabilmesi gibi çok sayıda fayda elde edilebilmektedir. Genel olarak baktığımızda iyi tasarımın belirgin özellikleri arasında kopyalanamama, zamanlılık, görsellik ve estetik, kolay üretilebilirlik ve kar saylayıcılık bulunmaktadır.
Peki, iyi tasarım nasıl yapılabilir? İyi tasarımın yapılabilmesi için mühendislik ilkelerinin de bu sürece yansıtılması, onlardan yararlanılması şarttır. Bu noktada tasarım problemlerinin birden fazla çözümü olabileceği ve bunların arasında yukarıda sayılan kriterlere göre karşılaştırma yapılarak bir seçim yapmanın rasyonel olacağı anlamını çıkarabiliriz.
Mühendisliğin gerektirdiği tasarım ilkelerini sürece uyarlayabilmek için, bunların ne olduğu hakkında kısa bir hatırlatma yapılabilir. İlk önce ortada olan veya olmayan bir gereksinimin farkına varmak çok önemlidir. Devamında, farkına varılan gereksinimi problem şeklinde tanımlamak gerekir. Bu probleme ilişkin bir proje, başlangıç, bitiş ve süreç büküm noktaları belirlenerek planlanır. Problemle ve projeyle ilgili veri toplama, projenin önemli bir aşamasını oluşturmaktadır. Bu verilerden hareketle kantitatif veya kalitatif analizler yapılarak verilerden anlamlı bilgiler elde edilmeye çalışılır. Devamında çözüme ilişkin alternatifler geliştirilir; ki bu da yaratıcı ve yararcı fikir üretmekle yapılabilir. Yaratıcı fikirler her zaman firma içinden elde edilemeyebilir. Bu gibi durumlarda ve projenin yere daha sağlam basması gerektiğinde dış kaynaklardan da fikir alınması yoluna gidilir.
Sonuçta eldeki seçenekler değerlendirilerek birine karar verilebilir. Bu kararın iletişimi aşaması da yine projenin başarıyla sonuçlanmasında çok önemli bir adım teşkil eder. Son aşamada karar uygulanarak geri besleme alınır ve bu tasarım, daha sonraki tasarım süreçlerinin daha iyi yapılabilmesi için bir bilgi teşkil eder.
2. AŞAMA I
2.1 İHTİYAÇ ANALİZİ
Herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup, vergi iadesinden yılsonlarında faydalanan insanlar konumuz olan tasarımın hedef kitlesidir. Bu anakütle içinde bulunan insanların, vergi iadesi dönemlerinde, fiş ve/veya fatura toplama, bu tutanakların kayda geçmesi ve devamında denetlenmek zorunda olması nedeniyle, zaman, malzeme (yazılı fişler, zarflar ve faturalar), devletin ise ekstra denetleme işgücünden kaynaklanan maliyet artışı ve kayıt dışı ekonomiden kaynaklanan vergi zararı söz konusudur.
2.2 PROJE AMAÇ ve HEDEFİ
Tasarımımızda amaçlanan, hedef kitleyi fiş ve fatura toplama derdinden kurtaracak, gereksiz zaman, malzeme ve denetim israfını önleyecek, aynı zamanda kayıt dışığı engellemede önemli bir basamak teşkil edecek ve bütün bunları kendi bünyesinde toplayacak bir karttır.
2.3 PROJE KISITLARI
Kısıtlar olarak tanımlayacağımız unsurlar arasında ilk grup olarak teknolojik kısıtlar ele alınmıştır. Bu grup kendi içerisinde altyapı eksikliği veya elverişliliği, mevcut POS makinelerinde bu kartın kullanılabilirliği, kartın üretimi için gerekli teknolojik kısıtlar olarak genişlemektedir.
İkinci grup kısıtlarda bütçe kısıtları ele alınmıştır. Bunlara örnek olarak kartın yapım maliyeti, gerekebilecek POS cihazının yapım maliyeti donanım kısıtlar grubunda incelenebilir. Bunun dışında patent alım maliyetleri, yazılım maliyetleri de projeyi etkileyecek faktörler arasındadır.
Son kısıt yasal kısıtlar olmakta, bu yasal kısıtlar da tasarlanan ürünün kullanımı esnasında kişilerin hak ve özgürlüklerinin sınırlarının dikkate alınması ve kredi kartları gibi yakın teknoloji ile üretilen diğer kartların yapımları ve kullanımlarıyla ilgili yasal mevzuat olmaktadır.
2.3.1 TEKNOLOJİ ve ALTYAPI KISITLARI
Ürünümüz bütün mevcut çalışanları, yani vergi iadesinden yararlanan kişileri ve bunların bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerini içerdiğinden 40–50 milyon gibi bir rakama hitap etmektedir. Bu yüzden bu sistemden yaralanacak bütün insanların gerekli kişisel verilerinin ve sene içerisinde vergi iadesine tabi bütün harcamalarının kayıt altına alınabileceği bir veritabanına ihtiyacımız olacaktır. Araştırmalarımız böyle bir veritabanının kurulabileceğini, kurulması için herhangi bir teknolojik veya altyapı kurulum kısıtının olmadığını, tek kısıtın mali içerikli olduğunu göstermiştir. Bu maliyetlerin ise şu kalemlerden oluştuğunu ortaya çıkarmıştır:
Öncelikle böyle bir yazılımın sadece yazılım boyutu yaklaşık bir milyon dolar seviyesindedir. Daha sonra bütün verilerin toplanacağı veritabanı oluşturma maliyeti, oluşması gereken veritabanının satır ve sütun sayılarına bağlı olarak bir maliyet oluşturmakta ve bu maliyet de benchmarking yaparak incelediğimiz “Web Tabanlı Saymanlık Otomasyon Projesi (say2000i) adı altındaki devlet projesinin içerdiği şu maliyet ayaklarını içermektedir: “2002’de tamamlanan Say2000i, merkezi donanım için 1.386, yazılım için 1.847, saymanlıklardaki donanım için 7.800 WAN ve DPL maliyeti 4.557 olmak üzere toplam 15.590 bin dolara mal oldu. “ Ayrıca yine aynı projeden altyapı için 7700 bilgisayar, 3300 yazıcı ve 1200 kesintisiz güç kaynağı da maliyetlerin diğer bir ayağını oluşturmaktadır(Hesabını günlük izleyebilen e-maliye).Toplamı ve bu projenin (say2000i) kapsam olarak dünyanın üçüncü büyük projesi olarak adlandırılmasından yola çıkarsak, bizim kart projemizin yaklaşık maliyeti maksimum 16 milyon dolar olacaktır.
2.3.2 BÜTÇE KISITLARI
Bütçe kısıtlarında öncelikli olarak kart yapım maliyetini ele aldığımızda, kartların türlerine göre maliyetlerinde farklılıklar gösterdiği görülmektedir. Bir Onas kart için yapım maliyeti(sadece kart olarak) birim başına 0.50 $ iken kart tipi VisaMaster olduğunda bu miktar 0.80 $’a yükselmektedir. Ayrıca kartların maliyetleri miktardaki değişikliklere göre de değişkenlik göstermektedir.Az miktardaki kartların(1-500 arası) birim maliyeti 0.75 € ile 1 € arasında değişirken, bu miktar arttığında (10000 ve üstü) birim maliyetler 0.68 € ile 0.93 € arasında değişim göstermektedir.(Kart Maliyetleri) Buna ek olarak, bu kartların çipli olması bir chip-reader cihazı gerektirdiğinden maliyetlerde cihaz başına 350-400 $’lık bir maliyetin de buradan geleceği bilgisi elde edilmiştir. Ayrıca bu kartların mevcut makinelerde kullanılabilir olup olmamasına göre de ek bir POS cihazının maliyeti gündeme gelmektedir. Bu maliyet de cihazdaki yazılıma göre değişkenlik göstermektedir.
Bütçe kısıtlarında akla gelen bir diğer maliyet patent alım maliyetidir. Patentin alınması için ise gerekli şartlar; yeni bir ürün olması, buluş basamağının olması ve sanayiye uygulanabilir olması gerekmektedir(Girişimci Merkezi). Yeni ürünlerde genellikle ortaya çıkan bir diğer maliyet olan patent maliyeti bu üründe ortaya çıkmamakta, sunulan ürün&hizmetin patentinin alınması gibi bir gerekçenin ortaya çıkmıyor olmasıyla 2000 YTL gibi bir maliyetten kurtulmuş olunmaktadır.(Patent Maliyeti 2 bin YTL, Patent ve Faydalı Model Ücretleri,2006)
2.3.3 YASAL KISITLAR
Yasal kısıtlar üçüncü bir grup kısıttır. Bunlar içinde ruhsatsız işletmelere, kart ve makine dağıtım kısıtı (dağıtılamayacağı için hedef kitlede küçülme), son kullanıcıların, alışveriş sepetlerinde bulunan tüm ürünlerin bir veri tabanında kayıt altına alınmasının, anayasal ve kişisel hak ve özgürlüklerine ters düşeceğini ileri sürebilmeleri ve kredi kartları gibi yakın teknoloji ile üretilen diğer kartların yapımları ve kullanımlarıyla ilgili yasal mevzuat bu konu dâhilinde incelenir. Bu konuyla ilgili, banka kartları ve kredi kartlarının her türlü işlemine ilişkin kanun, 23.02.2006 tarihli 5464 sayılı banka kartları ve kredi kartları kanunudur. Bu kanunun 2. maddesine göre, Kartlı sistem kuran, kart çıkaran, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar ile üye işyerleri ve kart hamilleri bu kanun hükümlerine tâbidir.
Kendi işyerleri ile sınırlı olmak üzere, mal veya hizmetlerin vadeli satışı ile alıcının borç alacak durumunun izlenmesi amacıyla kart çıkaran veya sistem oluşturan veya herhangi bir kredilendirme işlemi yapılmaksızın veya hesaba bağlı olmaksızın önceden belirlenen bir tutarla sınırlı olmak üzere kart düzenleyen gerçek veya tüzel kişiler bu kanun hükümlerine tâbi değildir.
2.4 ÜRÜNÜN BAĞLI BULUNDUĞU GRUP
Yeni ürün tasarım sürecinde üretilecek ürünler belli özellikleri ile farklı gruplarda incelenebilir. Bu gruplar;
· Tamamen yeni fonksiyonları olan bir ürün
· Mevcut ürüne yeni fonksiyonlar eklenmesi
· Mevcut ürüne yeni bir uygulama eklenmesi
· Mevcut ürüne ek fonksiyonlar eklenmesi
· Mevcut ürünün yeni bir pazara sunulması
· Daha geniş tüketici kitlesine ulaşmak için düşük maliyetli bir ürün
· Var olan iki ayrı ürünün fonksiyonlarına sahip bütünleşik bir ürün
· Yeniden dizayn edilen ürün grupları olabilir (Crawford, 1987).
Proje dâhilindeki ürün, kredi kartı amacı taşımadığı, fiş+zarf sistemine bir fonksiyon eklenmediği ve var olan iki ayrı ürünün birleştirilmesiyle oluşmadığı için yeni ürün grubunda incelenmektedir.
Ayrıca, tüketici açısından da bu ürünler gruplanabilmekte ve iki temel grup oluşmaktadır.
· Gerçek anlamda yeni ürünler
· Mevcut ürünlerden faklı olan ve bu ürünlerin yerini alan ürünler (Damico ve Zikmund, 1984).
Tasarım sürecine baktığımızda, fiş toplama sisteminin yerini alması düşünülen bu ürün, ikinci grup altına sokulmuştur.
2.5 PAZAR FIRSATLARINI BELİRLEME ve YENİ ÜRÜN FİKİR KAYNAKLARI
Pazar fırsatlarını belirleme ve buna göre projeyi tanımlayıp ilerletme, tasarlanan ürün/hizmetin başarıya ulaşmasında çok önemli, hatta ayrı düşünülemez bir süreçtir.
Bu fırsatları ve eğer yoğun rekabet mevcut ise tehlikeleri incelemek içsel ve dışsal olarak adlandırabileceğimiz farklı fikir kaynaklarını analiz etmekle mümkündür. Bu grupları tanımlamak gerekirse,
A-Müşteri istek ve ihtiyaçları
B-Rakipler
C-Firma Aracıları ve Partnerleri
D-Firma satış elemanları
E-Üst Yönetim
F-Diğer Çevresel Kaynaklar
G-Firma ile ilgili Gruplar
2.5.1 YENİ FİKİR ÜRETME TEKNİKLERİ
Bu teknikleri iki grup altında incelemek mümkündür. Bunlardan ilki, içsel fikir üretme teknikleri, ikincisi ise dışsal fikir üretme teknikleridir.
Tasarım sürecinde, içsel fikir üretme tekniklerinden yönlendirilen ilişki yöntemi, Dışsal fikir üretme tekniklerinden ise yine iki grup altında (kalitatif ve kantitatif) yararlanılmıştır. Kalitatif teknikler arasından Odak Grup ve Lead User’lar ile mülakat tekniği, kantitatif teknikler arasından ise anket tekniği kullanılmıştır. Ayrıca, sayısal anlamda ifadelerimizi güçlendirip desteklemek amacıyla, ANP (Analytical Network Process) tekniğinden tasarım sürecinde yararlanılacaktır.
2.5.2 TOPLANAN BİLGİ TÜRLERİ
Bu türleri 4 grup altında incelemek mümkündür.
1-Teknik Bilgi
2-Canlandırma, Harekete Geçirme için Gerekli Bilgi
3-Ekonomik, Ticari Bilgi
4- Ele geçirme ile ya da hakimiyetle kazanılan bilgi türleri.
Teknik bilgi, aşağıda ayrıntılı şekilde açıklanmakla beraber, diğer bilgi türlerine Proje Kısıtları, Pazar Trendleri ve İstatistikî Bilgiler ve Yeni Ürün Fikir Üretme Teknikleri başlıkları altında değinilmiştir.
2.5.2.1 TEKNİK BİLGİ
Teknik bilgi alanında, tasarlanacak kartı oluşturmada kullanılacak malzemelerin teknik özellikleri, bunların birleştirilmesi sürecinde kullanılan parametreler ve geri dönüşüm süreci incelenecektir.
2.5.2.1.1. HAMMADDE ve OLUŞUM SÜRECİ
Diğer manyetik kabiliyetli kartlarda olduğu gibi, kolayca parçalanmaması, makinelerden kolay geçmesi ve ağır olmaması gibi gereksinimler sonucu, kartın tasarımında plastik ana hammaddeyi oluşturmaktadır. Bu maddenin özelikleri incelenecek olursa, polimerler grubuna dâhil olduğu ve bu grubun özelliklerini taşıdığı görülecektir.
Polimerler: Lastik, plastik ve pek çok yapıştırıcıyı içerirler. Polimerler, polimerizasyon olarak bilinen bir işlemle, tarım veya petrol ürünlerinin organik moleküllerinden daha büyük moleküller üretilerek elde edilirler. Polimerler düşük elektrik ve ısı iletkenliği ile düşük dayanıma sahiptirler. Yüksek sıcaklıklarda kullanıma uygun değildirler. Bazı polimerler (termoplastikler), mükemmel süneklik, şekillendirilebilirlik ve darbe dayanımına sahip iken diğer polimerler ise (termosetler) zıt özelliklere sahiptirler. Polimerler hafiftir ve genellikle korozyon dirençleri mükemmeldir (Donald R. Askeland,2002).
Anlaşıldığı üzere, kart yapımında polimerlerin ana maddeyi( kütlece%99) oluşturmasının ana sebepleri yukarıda sayıldığı gibidir. Plastiğin kullanımının bir başka avantajı da; kullanıcı kartını suya düşürürse, kağıt gibi kullanılamaz hale gelmesini önlemektir.
Oluşum Süreci: Kart yapım sürecinde, plastik, ilk önce eritilerek plaka şekli verilir. Daha sonra, bu plakalardan istenen ebatlarda (genellikle standart olarak boy:85 mm, en:54mm, kalınlık:1mm olacak şekilde ve köşelerde, kullanım açısından kolaylık oluşturması ve ele batmaması için 2mm yarıçaplı bir çember eğimi verilerek yapılır) kesilir ve şekil verilir. Hangi kuruluş, amaç veya doğrultuda üretilecekse o firmayla ilgili isim, ibare ve talimatlar kartın üzerinde gösterilir. Kart numarası, baskı ve kabartma şeklinde karta işlenir. Kartın arka yüzüne, manyetik bant eklenerek, altına da ‘yetkili imza’ bandı basılır. Bunun da amacı, kartın başka kişiler tarafından kullanımını engellemek ve asıl sahibini belli etmektir. ‘Yetkili İmza’ bandının altına da gerekli yasal uyarı basılarak ilgili firmaya üretici tarafından teslim edilir. Görüldüğü üzere, bir ısıl işlem, bir kesme işlemi ve bir de ana baskı işlemine tabi tutulmaktadır.
2.5.2.1.2. KARTLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Tasarlanan ürün manyetik bantlı olabileceği gibi, yapılan kalitatif araştırma sonucu, (odak grup), çipli de olabilmesi muhtemeldir. Çipli kart uygulamaları ülkemizde yenidir. Ancak gerek güvenlik, gerekse kullanım açısından kolaylık sağlaması ve yeni çıkan tüm kredi kartlarının çipli özellikte olmasının yasayla güvence altına alınması, bu alternatifi de beraberinde getirmektedir.
Çipli kartlara kısaca değinmek gerekirse, Manyetik şeritli kartlardan çipli kartlara geçişte Visa ödeme kartlarının küresel olarak kabulünü ve geçerliliğini sağlamak için EMV ve VIS (Visa ICC Specifications - Visa Çip Çözümleri) standartlarının kullanılması öngörülmektedir(Bankalararası Kart Merkezi). EMV, ödemeler endüstrisindeki kartların ve kabul araçlarının uluslararası geçerliliği için bir zemin oluştururken, VIS ise Visa Akıllı Banka/Kredi Kartı (VSDC) uygulamalarının çip teknolojisi kullanılarak kartlar ve araçlara nasıl uygulanabileceğini tanımlamaktadır.
Müşterilerin kredi veya banka kartlarını çipe dönüştürerek Üye Bankalar, gerek ödemeye yönelik gerekse ödeme dışı unsurları tek kartta birleştirebileceklerdir. Örnek olarak; kart sahibinin kimlik ve sağlık bilgilerini de içeren kredi kartlarını veya kart sahibinin kartı kullanımı doğrultusunda ödüllendirildiği üye işyeri sadakat programlarını içeren banka kartlarını verebiliriz. Bu ilişki geliştirme programları mevcut müşterilere daha fazla fayda ve uygunluk sağlarken yeni müşteri çekmek için de güçlü bir araç görevi görmektedir. Bu çipli kartlara verilebilen bir diğer örnek de normalde birbirinden bağımsız birçok işlemi tek bir kartta toplamayı sağlayan Starcos olabilmektedir(AKT- Akıllı Kart Teknolojileri)
Kart çıkaran Üye bankalar, Visa Akıllı Banka Kartı ve Akıllı Kredi Kartı programlarını kurumlarını stratejik olarak konumlandırmak ve çok fonksiyonlu kart programları oluşturarak rekabet güçlerini artırmak amacıyla kullanabilirler. Visa Akıllı Banka ve Kredi Kartı programları kart çıkaran Üye Bankaların kart sahiplerine banka ve kredi kartının fonksiyonelliğini yeni ürün ve hizmetler ile tek kartta birleştirme imkânı sunmaktadır. Bu yeni uygulamalar kart sahibinin kartı kullanımı doğrultusunda ödüllendirildiği üye işyeri sadakat programlarını, sağlık programlarını, kimlik bilgilerini içermektedir. Bu kredi ve banka kartı hesapları ile kart ihraç eden Üye Bankalar kurumlarını müşterilerinin cüzdanlarındaki en önemli aracın kurumlarına ait ödeme kartları olmasını sağlayacak şekilde yaratıcı ürünlerin sağlayıcısı olarak konumlandırabilirler.
Visa Akıllı Banka Kartı ve Akıllı Kredi Kartı programları küresel olarak geçerli ve çoklu uygulamaları destekleyen akıllı kartların geliştirilmesini hızlı ve kolay hale getirebilmek için oluşturulmuş esnek bir platform olan Visa Global Platform üzerinden çalışabilmektedir. Visa Global Platform çok fonksiyonlu kartların uygulamaya geçirilmesini kolaylaştırmakta ve müşterilerin değişikliğe ihtiyaç duyduklarında kart çıkaran kuruluşların kartın çıkarılmasını takiben yeni uygulamaları yüklemelerini sağlamaktadır.
Visa endüstri standartlarını geliştirerek, çipe uyumlu altyapıyı oluşturarak ve kartlar ve terminaller için kalite güvence programları yaratarak küresel fayda ve kabul sağlama konusundaki taahhütlerini yerine getirmeyi sürdürmektedir.
EMV uyumlu Çipli kartlara geçişin nedenleri;
-Geleneksel, çalıntı, kayıp ve "ödünç" kartlarla gerçekleştirilen sahtecilik oranlarının artış göstermesi
-Manyetik bilgilerin kopyalanması yoluyla gerçekleşen sahtecilik oranlarının da daha da artış görülmesi
-Yeni ödeme kanalları ile birlikte yeni teknolojilere duyulan gereksinim
- Kart sahiplerinin daha fazla esneklik yönündeki talepleri
-Banka olmayan hizmet sağlayıcılarının da ödeme sistemleri konusunda rekabete dahil olmaları
-Banka kartlarının sadece 'ödeme' aracı olarak algılanması, halbuki ödeme sistemlerinde esas amacın banka kartlarının müşterinin cüzdanı görevini görmesinin sağlanması olması
-Manyetik şeritlerinin kısıtlı hafıza kapasitesine sahip olması ve çipe oranla daha kolay taklit edilebilir olmaları
-Çip teknolojisinin uluslararası standartlarda, gelişmiş işlem kapasitesine, ve bilgi yükleme ve işlemlerde daha fazla esnekliğe sahip olması
-Çip teknolojisinin güvenli olması
-Çip teknolojisinin yeni ürünler geliştirilmesine olanak sağlaması
-Çip teknolojisinin değişik hedef kitlelere yönelik yeni kart tasarımlarına olanak sağlaması
-Çip hafıza kapasitesinin varolan ya da yeni iş ortakları ile birlikte ortak-marka uygulamalarına imkan tanımasıdır.(AKK- Anadolu Kredi Kartı Turizm ve Ticaret A.Ş.)
2.5.2.1.3. BARKOD HAKKINDA GENEL BİLGİ
Tasarlanacak ürünün barkod okuyucuya sahip bir kart olabilmesi fikri doğmuştur. Bunun yapılabilirliği, yapıldığında elde edilebilecek faydalar ve özellikleri hakkında ticari ve teknik bilgiye ihtiyacımız vardır. Bu aşamada, barkod sistemleri üreten firmalardan veri toplanmış ve analiz edilmiştir. Buna göre;
Barkod verinin hızlı ve doğru girilmesini sağlayan bir yöntem olduğu için barkod işlemlerinin yoğun olduğu ve bilgiye hızlı ve doğru bir şekilde ulaşılmasının ihtiyaç olduğu yerlerde kullanılabilir. Bu yöntemin kullanıldığı sistemler veri toplama sistemleri olarak adlandırılırlar. Barkod kullanılarak bir ürüne ait tüm hareketler izlenebilir. Bu sistemlerde barkod okuyucular, barkod yazıcılar ve taşınabilir data terminaller gibi bir çok iletişim aracı kullanılmaktadır.
Veri toplama sistemleri birçok yerde kullanılabilir. Mağazalarda, endüstriyel ortamlarda, pazarlama ve satışlarda, işyerlerinde vb. gibi birçok alanda ve yerde kullanılabilir. Örneğin barkodlu bir sistem kullanarak depo sayımları çok kolay ve rahat bir şekilde yapılabilir.
Barkodun Yararları
a) Doğruluk
En doğru bilgiyi almanızı sağlar, kullanıcı hatalarını ortadan kaldırır. Benzer ürünler veya benzer kodlara sahip ürünler arasındaki karışıklığı önler.
b) Hız
Hızlı veri girişinin iki önemli faydası vardır:
1. İstenen bilgi manuel şekilde toplanacak bilginin çok çok üstünde bir hızla ve doğru bir şekilde toplanır.
2. Bu toplanan doğru bilgiler bilgisayar ortamında olduğu için yine çok hızlı bir şekilde bu bilgileri işleyebilecek, değerlendirebilecek kişilere veya ortama ulaşır.
Örneğin; bu bilgilerin doğru bir şekilde, bir kağıtta yazılı bilgiler olduğunu varsayın. O kağıdın içinden A marka deterjandan ne kadar satıldığını nasıl bulabilirsiniz? Evet, sayabilirsiniz. Son anda size A marka deterjan değil de tüm deterjan satışları sorulursa ne yaparsınız?
c) Maliyet
Doğruluğun artması ve veri giriş hızının yükselmesi ile işçilik maliyeti düşecek sistem daha ekonomik olacaktır.
d) Kullanışlılık
Barkod ürünleri yani okuyucular, yazıcılar vs. tüm OT/VT ürünlerinin kullanımı, bilgisayara bağlanması ve işletmesi çok kolaydır. Bu sistem ile güvenilir, detaylı, hızlı datalar toplanır. Bu toplanan bilgiler ile sistem daha etkili yönetilebilir.
Örneğin;
· Hangi ürün ne kadar satılıyor?
· Şu anda stokta eksikler neler?
· Geçmiş satışlara bakarak hangi üründen ne kadar sipariş vermeli? gibi sorulara kolayca cevap bulunabilir.
Bu noktada unutulmaması gereken bir şey vardır; barkod sisteminin hatasız işleyebilmesi ve kayıt tutmada verimli çalışabilmesi için yazılımının sürekli güncellenmesi gerekmekte ve kaliteli bir yazılıma ihtiyaç duyulmaktadır.
Barkod Yazıcı ve Barkod Okuyucu
a) Barkod Okuyucu ve İşlevi
Barkod okuyucular veri girişine hız, kolaylık ve doğruluk kazandırır. Bir barkod, uygun okuyucu ile okutulduğunda, okuyucu siyah ve beyaz çizgileri elektrik sinyallerine dönüştürür. Okuyucunun kod çözücüleri de bu sinyalleri çözerek anlayabileceğimiz rakam veya karakterlere çevirir. Bu okuyucuların yaydığı ışın ve barkod çubuklarının oluşturduğu elektronik sinyaller yine bu okuyucular tarafından algılanarak bilgisayarlara rakam veya karakterler olarak aktarılır. Barkoddaki koyu çubuklar ışığı emer, boşluklar ise ışığı geri yansıtır. Böylece elektronik sinyaller oluşur. Barkod okuyucular değişik arabirimlere sahip olabilirler. Klavye, seri port veya usb bağlantılı olabilirler. Bunların yanında bir de radyo frekanslı çalışan barkod okuyucularda bulunmaktadır. Bunlar kablosuzdur ve okutulan barkodu kendi etkinlik alanı içerisinde anında bilgisayara aktarabilirler.
b) Barkod Yazıcı ve İşlevi
Barkod yazıcılar barkod basmak için kullanılan cihazlardır. Barkod yazıcılar termal ve direk termal baskı yapabilirler. Barkod yazıcılar ile basılan barkodlar daha dayanıklı ve uzun ömürlüdür. Daha hızlı baskı yapabilirler
Piyasada çok değişik marka ve modelde barkod yazıcılar bulunmaktadır. Barkod yazıcılar modeline göre bilgisayara bağlı olarak veya bilgisayardan bağımsız olarak kullanılabilirler.
Bir etiket programı ile tasarım yapılarak barkod yazıcılardan baskı alınabilir.
Barkod Basma Yöntemleri
Barkod etiketlerini firmada basmanın da birden fazla yolu ve bu yolların da avantajlı veya dezavantajlı yanları vardır.
1. Lazer Yazıcıda
2. Barkod Yazıcıda
1. Lazer Yazıcıda
Lazer yazıcılardan da barkod basılabilir. Lazer yazıcının servis ve yedek parça sorunu yoktur.
2. Barkod Yazıcıda
Barkod yazıcıda Termal ve Termal Transfer olmak üzere iki çeşit baskı tekniği vardır.
a) Termal Baskı
Bu yöntemde baskı işlemi kağıdı ısıtarak yapılır. Bu yöntemde ısıya dayanıklı bir kağıt faks makinelerinde olduğu gibi ısıtılarak yakılır. Bu ısının etkisiyle kağıt siyah renge dönüşür ve böylece baskı işlemi yapılmış olur. Ancak bu yöntemle yapılan baskılarda çevresel faktörler önemli rol oynar. Bu baskı yöntemi kısa sürelidir. Çünkü güneşten, ısıdan, yoğun ışıktan etkilenirler ve bozulmaya uğrayabilirler. Fakat kısa süreli kullanımlar için idealdir.
· Ribon masrafı yoktur, yakarak basar.
· Termal etiket kullanılır. (Termal etiketler vellum etikete göre pahalıdır).
· Etiket ömrü kısadır. Kısa sürede tüketilecek etiketler için uygundur.
· Yazıcının fiyatı direk termal yazıcıya göre daha ekonomiktir.
b) Direk Termal (Termal Transfer) Baskı
Bu yöntemle yapılan baskılar daha uzun sürelidir. Bu yöntemde ribon denilen şeritler kullanılır. Termal baskıda ısıtılan kağıdın yerini burada ribon alır. Ribon ısıtılarak kağıt üzerine yapıştırılır. Daha sağlıklı ve dayanıklı bir yöntemdir. Güneş, ısı ve yoğun ışıktan doğrudan etkilenmez. Uzun ömürlüdür.
· Ribon masrafı vardır.
· Velium etikete veya plastik, dokuma gibi değişik etiketlere baskı yapabilir.
· Etiket ömrü çok uzundur.
· Yazıcı fiyatı termal barkod yazıcıya göre pahalıdır. Son zamanlarda pek çok direktermal yazıcı termal baskı da yapabilir. Yani bu tip yazıcı aldığınızda her iki türlü de basabilme şansınız var.
Barkod Nasıl ve Nereden Alınabilir?
EAN kodu Türkiye’de, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesine bağlı bulunan Milli Mal Numaralama Merkezi (MMNM) tarafından verilmektedir. EAN-UCC sistemini kullanmak isteyen üretici, ithalatçı, ihracatçı ve dağıtıcı firmalar MMNM’ye başvurarak üye olmak zorundadırlar. MMNM üye olan firmalara bir EAN-UCC firma numarası verir. Bu numara sadece o firmaya aittir ve onun tarafından kullanılır. Üye olmak için gerekli başvuru belgeleri ve ücret bilgileri MMNM’den öğrenilebilir.
Türkiye’de uygulanan barkod standardı EAN13’tür ve özellikleri aşağıdaki şekildedir:
Örnekte de görüldüğü gibi ilk üç hane ülke kodudur. Türkiye’nin ülke kodu 869’dur. Ülke kodundan sonra gelen 4 hanelik bölüm firma kodu olarak ayrılmıştır. Firma kodu hane olmak zorunda değildir. Ürün çeşidine göre hane sayısı değişebilir. Bu numara MMNM tarafından üretici veya satıcı firmalara verilen numaradır. Bu numarayı başka hiçbir firma kullanamaz. Daha sonra gelen 5 hane üretici firma tarafından verilen numaradır. Ürün kodu hane sayısı da ürün çeşidine göre artabilir veya azalabilir. Üretici firma bu beş haneyi istediği gibi kullanabilir. Sadece ilaç sektöründe ilk iki numara Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş olup ilacın ambalaj şeklini belirtir (hap, şurup, toz gibi). 5 hanelik ürün kodu, üretici firma tarafından özgürce kullanılabilmesine rağmen kodlar bir kural çerçevesinde verilmelidir. Son rakam kontrol hanesidir. İlk 12 rakamın doğru okunup okunmadığını kontrol eder. Diğer 12 rakamdan hesaplanır.
Görüldüğü üzere, barkod sisteminin ürün takibinde ve kayıt tutulmasında önemli faydaları vardır. Ancak, bu sistem gerek yazılımı, gerekse ülkede satılan tüm ürünler için yen barkod üretilmesi gereği maliyet açısından dezavantajlıdır.
Bir başka açıdan yaklaşmak gerekirse, barkod sistemi sadece ürünlerin nereden, ne kadar veya kaç adet satıldığı, dolayısıyla depodaki stok miktarları, ürünlerin satış takibi için tasarlandığından, bu sistemin yazılımının, vergi iadesine tabi olan tutarı müşterinin kartına geçebilme özelliği yoktur. Bu da yazılımın geliştirilmesi, dolayısıyla mevcut olmayan bir teknolojinin üretilmesine yol açabilir.
Uzman görüşmesi ile de barkod sisteminin ürün tasarımı projemizle uyumlu olabileceği, ancak devamında farklı ve yüksek maliyetleri de beraberinde getirileceği öğrenilmiştir.
2.5.2.1.4. TÜRKİYE’DE İLK KREDİ KARTI ve MANYETİK KART UYGULAMASI
1976 yılında kurulan Anadolu Kredi Kartı Turizm ve Ticaret A.Ş., Eurocard International S.A. Türkiye temsilciliği ile kredi kartı hizmetini Türkiye’de ilk başlatan kuruluştur.
Kurulduğu yıldan itibaren üye işyerlerinin kredi kartı kabul etmeleri için gerekli operasyonu sağlamaktadır.
Tüm dünyanın ödeme sistemlerinde de çözüm olarak gördüğü ve operasyonunu outsource ettiği “ Third Party Processing “ örneğinin; kaliteli hizmet anlayışı, deneyimi ve güvenirliliği ile Türkiye’deki örnek kuruluş olan şirketin yurt içinde faaliyet gösteren 6 ve yurt dışında faaliyet gösteren 1 banka/kuruma bu konuda hizmet vermektedir. Ayrıca, farklı sektörlerden yeni gelen talepler doğrultusunda “ Yeni müşteri edinme ve mevcut müşterilerin bağlılığını arttırma “ düşüncesinde birleşen büyük müşteri gruplarına proje hazırlamakta ve hizmet vermektedir(www.akk.com.tr).
Türkiye’de ilk çipli kart uygulaması ise 2001 yılında başlamış, günümüze kadar sayısı giderek artarak ulaşmıştır. Daha sayısal veriler, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun çıkardığı, kredi kartları ve manyetik kartları içeren gerekçe ve trendlerle açıklanacaktır.
2.5.2.2 PAZAR TRENDLERİ ve İSTATİSTİKÎ BİLGİLER
Tanımlanan hedef Pazar, vergi iadesinden faydalanan müşteri grubu olduğu için, bu grupla ilgili trendleri ve diğer sayısal göstergeleri analiz etmekte fayda vardır.
Yukarıdaki tablodan da görüldüğü üzere, Türkiye’de 2001 krizi sonucu işsizlik oranlarında artış olmasına rağmen, devamındaki yıllarda (2003 ve 2004) işgücüne katılma oranında düzenli bir artış görülmektedir. Aynı zamanda, son iki yılda işsizlik oranında da bir azalma söz konusudur. Hedef pazarın birey sayısına ilişkin olumlu bir eğilimin olduğu söylenebilir.
Diğer bir açıdan bakmak gerekirse, kullanım yeri ve kullanım alanı genişliği açısından tasarım konusu olan ürüne paralel bir ürün olan kredi kartlarının Türkiye’de yıllara göre kullanım miktarları ve oranlarına bakmak yarar sağlayabilir.
Tablodan da anlaşılacağı gibi, yıllar geçtikçe kredi kartı kullanım miktarında artış gerçekleşmektedir. Bu artışın miktarı, son yıllarda exponansiyel olarak da artmaktadır. Yani sektör büyümektedir. Ayrıca 2006 yılı Şubat ayında 101.1 olan Tüketici Güven Endeksi’nin 2006 Mart ayında %0.6 artışla 101.7 ye yükselmesi ve bu yükselişin de satın alma gücünde artış gerçekleştirmesi alışverişte kredi kartı kullanımın artmasında bir etkendir denebilir(İstanbul Sanayi Odası,2006).
Halen kullanılan, POS makineleri ve otomatik vezne makinelerinin yıllara göre sayılarındaki değişimleri incelersek, altyapı hakkında da bir fikir sahibi olabiliriz.
Ülkemizde, 2000 yılından bu yana, POS cihazlarının kullanımı ve otomatik vezne makinelerine olan ihtiyaç artmaktadır. Bu da beraberinde sağlam teknolojik altyapının güçlenmesi, genişlemesine olan talebi artırmaktadır.
Tasarlanan ürün, beraberinde güçlü bir veri tabanı ve ülkenin her yerinden hızla ulaşılabilecek internet bağlantısı ihtiyacını doğurmaktadır. Bu ihtiyaç, özellikle nüfusun çok yoğun olduğu İstanbul’da, bu şehre kıyasla daha az yoğun olan Ankara, İzmir, Adana gibi büyük şehirlerde kırsal kesime oranla çok daha yüksektir.
İnternet Türkiye’de önemi çok kısa sürede fark edilip yararlanılmaya başlanmıştır. 2000 yılında kullanıcı sayısı 1.785.000 olan internetin, 1 yıl İçinde % 100’den fazla hızlı yükselişini, 2003’ten 2004’e geçişte de sürdürmüştür. 2005 yılında ise bu yükseliş 14 milyon olarak gerçekleşmiştir.
İnternet abonelerinin artışını, ADSL cihazları daha da hızlandırmış, internetin erişim hızında da büyük artış sağlanmıştır. ADSL altyapısı, en büyük ağ altyapılarından birisini oluşturmaktadır, çünkü mevcut telefon kabloları üzerinden bağlantı yapılabilmekte ve ulaşılabilen kişi sayısı artmaktadır.
Bu gelişmelerin yanında, ülkemizde 2005 yılında faaliyet gösteren servis sağlayıcı miktarı, ve etkin portal sayıları aşağıda verilmiştir. Bunların sayılarının 2006 ve takip eden yıllar içinde artması beklenmektedir.
3. AŞAMA II
3.1 ODAK GRUBU ANALİZİ
Bu aşamada, 3 ayrı odak grubu oluşturulmuş, bir grup Haydarpaşa Numune Hastanesi hekimleri arasından, vergi iadesi için fiş toplayanlardan seçilmiş, bir diğer grup öğretim üyeleri ve çalışan hanımlar arasından seçilmiş, bir diğeri ise ortaokul-lise ve dengi öğretim kurumlarının üyeleri arasından seçilmiştir.
Yapılan çalışma sonucu, aşağıdaki bulgular listelenerek ürün tasarım sürecine yansıtılmıştır.
Haydarpaşa Numune Hastanesi hekimlerinden elde edilen bulgular;
Doktorların genellikle fiş toplama alışkanlıklarının düşük olduğu,
Topladıkları fişleri genelde ya hanımlarına, ya da yazabilecek çocukları varsa onlara devrettikleri,
Yıl sonunda vergi iadesinin maaşlarına bütün bir yıla bölünerek verilmesinin toplam faydasını azalttığına inandıkları,
Aylık alışveriş yapan veya Metro, Carrefour gibi büyük mağazalardan yüksek miktarda alışveriş yapanların, fişlerindeki vergi iadesine tabi olmayan ürünleri ayırmada zorlandıkları,
Öğretim üyeleri ve çalışan hanımlardan elde edilen bulgular;
Ayırdıktan sonra fiş/fatura tutarını tekrar hesaplamak zorunda kaldıkları,
Bilgisayar kullanmayı bilenlerin genelde vergi iadesi zarflarının arka yüzünü hiç kullanmadıkları ve ayrı bir kağıda yazarak çıktı alıp zarfın içine attıkları,
Ortaokul-lise ve dengi öğretim kurumlarının üyelerinden elde edilen bulgular;
Çoğunun, hangi ürünlerin vergi iadesine tabi olduğunu veya hangilerinin olmadığını bilmedikleri,
Vergi iadelerini verebilmek için satılan zarfları piyasada bulmada zaman zaman zorlandıkları,
Kasası veya vergi tabelası olmayan yerlerden (örneğin semt pazarları) alışveriş yapıldığı zaman fiş veya fatura alınmadığı olarak belirlenmiştir.
Ayrıca ortak olarak verilebilecek bazı bulgular;
Her 3 grup içinde yer alanların, alışveriş sırasında indirim alabilmek için çoğu zaman fiş almamayı kabul ettikleri,
Her üç grup içinde bulunanlardan, çoğu zaman yıllık verebilecekleri vergi iadesi tutarını dolduramadıkları ve arkadaşlarından, yakınlarından veya tanıdık yerlerden fiş aldıkları olarak elde edilmiştir.
Bu gruplar ile yapılan çalışma sonucu, yeni ürün fikirleri de tartışılmış, farklı kesimlerden bireylerin istekleri listelenmiştir. Buna göre;
Fiş toplama derdine çözüm olabilecek bir sistem
Toplanılan vergi iade bildirimlerinin miktarının yılın farklı dönemlerinde öğrenilebilmesi,
Herkesin toplayabildiği vergi iade tutarının, kendisine dönecek oranını görebilmesi,
ATM’lerden, kolayca gidilip vergi iadesi hesabından para çekilebilmesi,
Gönderilen vergi iadesinin güvenli bir şekilde devlete ulaştığından emin olunabilmesi,
Çok kısa bir zaman harcanarak vergi iadesinin verilebilmesi,
Yine çok kısa bir zaman içinde vergi iadelerinin sahiplerine verilebilmesi,
Zarf ve fiş peşinde koşmadan vergi iadesinden faydalanılabilmesi
amaçlanmıştır.
3.2 YENİ ÜRÜN FİKİRLERİ
Odak gruplarla yapılan görüşme sonucu, 3 adet farklı ürün fikri ortaya çıkarılmıştır. Bu yeni ürün fikirlerinden bir tanesi, devlet tarafından dağıtılan ve sadece tüketicinin vergi iadesi bilgilerini toplayan kişiye özel manyetik bantlı vergi iade kartıdır.
Yine ihtiyaçlar doğrultusunda ortaya çıkarılan bir başka ürün fikri taklit edilememesi ve kulanım kolaylığı sebebiyle çipli, fotoğraflı ve ATM’lerde de kullanılabilecek bankamatik tarzı bir karttır. Bu kart ile tüketiciler, para çekme işlemini gerçekleştirebileceklerdir.
Üçüncü bir ürün fikri ise, çıkarılan kartları, aile fertlerinin de kullanabilmesi için (18 yaş altındakiler de dahil olmak üzere) ek kart özelliği olan çipli ve fotoğraflı, ancak ATM’lerde para çekme işlemi için değil, sadece hesapta vergi iadesi karşılığı olan puanları biriktirmeye yarayacak bir kart tasarımıdır. Bu kart kullanıldığında, ana hesap aile içindeki çalışan kişiye ait olacak çocuklarının ve eşinin (eğer çalışmıyorsa) alışverişlerde ek kartlarını kullandıklarında, bu ana hesaba puan aktarılması sağlanacaktır.
3.2 ANKET SONUÇLARI
İşletme Mühendisliği Tasarım Dersi I kapsamında yaptığımız projenin temelini oluşturacak olan bilgileri elde etmek için kantitatif bir metot olan anketten yararlanarak bazı verilere ulaştık. Yapılan anket ekte belirtilmiştir. 41 kişiye yönelttiğimiz 13 soruluk anketten elde ettiğimiz sonuçlara göre ankete katılan 39 kişi alış-verişlerinde fiş topladığını belirtmiştir. Çeşitli meslek gruplarından (öğretmen, devlet memuru, doktor, işçi, emekli) kişilerden alınan cevaplara göre 5 kişinin Bağ-Kur, 13 kişinin SSK, 22 kişinin Emekli Sandığına bağlı olduğu öğrenilmiştir.
Anketi cevaplayan 22 kişi fiş toplama sürecinde sorunlarla karşılaşırken, 18 kişi herhangi bir sorunla karşılaşmadığını belirtmiştir. Bu süreçte karşılaşılan sorunlar
· Özellikle istenmeden fiş alınamaması,
· Fiş istendiğinde esnafın tepki göstermesi(özellikle küçük miktarlarda),
· Fiş istemenin unutulması,
· Fişlerin saklama problemi,
· Sene sonunda fişlerin okunamaz/kullanılamaz hale gelmesi (silinme, yıpranma, yırtılma),
· Alışveriş yapılan tutarın vergi iadesine dahil olan miktarının fişte açıkça belirtilmemesi,
· Bir sene boyunca fiş toplamanın sıkıcı ve zahmetli bir iş olması,
· Vergi iadesi zarfı doldurmanın çok fazla zaman alması
olarak belirtilmiştir.
Alışveriş sonucunda fiş alabilme durumu 5 li ölçek (1:Hiçbir zaman, 5: Her zaman) kullanarak sorgulandığında, 3 kişinin 2, 13 kişinin 3, 16 kişinin 4 ve 9 kişinin 5 cevabını verdiğini belirlenmiştir. Anket uygulanan kişilerin kredi kartı kullanma alışkanlıkları incelendiğinde 4 kişinin her gün, 15 kişinin haftada 2–3 kez, 6 kişinin haftada 1 kez, 8 kişinin ayda 1 kez kredi kartı kullandığı buna karşılık 8 kişinin hiç kredi kartı kullanmadığı belirlenmiştir. Anket uygulanan kişilerden hiç kredi kartı kullanmayan 7 kişi, 1 tane kullanan 10 kişi, 2 tane kullanan 14 kişi, 3 tane kullanan 9 kişi ve 4 tane kullanan 1 kişi bulunduğu saptanmıştır.
Fiş, fatura ve zarf sistemine alternatif olarak geliştirilen kart sisteminin kullanılması 5 li ölçek kullanarak ( 1: Hiç kullanmam 5: Kesinlikle kullanırım ) sorgulandığında 1 kişi 1, 2 kişi 2, 7 kişi 3, 10 kişi 4 ve 21 kişi 5 cevabını vermiştir. Anket uygulanan kişiler bu üründen bekledikleri faydaları
· Kaçakların önlenmesi,
· Kırtasiyeden kurtulmak,
· Teşvik,
· Fiş toplama zamanının kısalması/yok olması,
· Fişleri bekletme sorununun olmayışı,
· Puan sisteminin alışverişlerde kullanılması,
· Fişlerden vergi iadesine dahil olan alışverişleri ayıklama derdinin ortadan kalkması,
· Zamandan kazanç,
· Zarf yazma derdinin olmaması,
· Kullanım kolaylığı,
· Pratiklik,
· Kart içindeki hafızayla birikimin görülebilmesi,
· Fiş toplamaktan kurtulmak,
· İstediğimiz her yerden fiş alabilir hale gelmek,
· Kayıt dışı ekonomide azalma,
· Tüm ev halkı için kullanılabilir olması,
· Biriken vergi iadesi miktarının istenilen anda nakit olarak alınabilmesi,
· Maddi olarak avantaj
şeklinde maddelendirmişlerdir.
Anketin son kısmında potansiyel kullanıcı profilini belirlemek için sorulan kişisel sorularla anketi cevaplayan 27 kişinin erkek,14 kişinin ise kadın ve evli 17, bekâr 8 ve boşanmış 1 kişinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu kişilerin yaş grubu dağılımının da 18–24 arası 2 kişi, 25–30 arası 5 kişi, 31–35 arası 11 kişi, 36–40 arası 9 kişi, 41–45 arası 7 kişi, 46–50 arası 4 kişi,51 ve üstü olarak da 3 kişi olduğu saptanmıştır.
Anketi cevaplandıran kişilerin vergi iadesi miktarı ile gelir düzeyi arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için bu kişilere aralık belirtilerek gelir düzeyleri sorulmuştur. Bu soruya verilen cevaplar 350–500 YTL arası 3 kişi, 501–1000 YTL arası 14 kişi, 1001–1500 YTL arası 12 kişi, 1501–2000 YTL arası 4 kişi, 2001–2500 YTL arası 4 kişi ve 2500 YTL ve üstü olarak da 3 kişinin olduğunu göstermiştir.
3.3 ANP SÜRECİ ve SONUÇLARI
Analitik Ağ Sürecinde (Analytical Network Process), bireylere, odak grup sonucu oluşturulan ürün fikirleri hakkında sorular yöneltilmiştir. Bu alternatifleri değerlendirmede, ana olarak 3 kriter belirlenmiş, bu kriterler daha sonra kendi aralarında alt kriterlere ve özelliklere ayrılmıştır. Bu noktada amaçlanan, kişinin bir alternatifi değerlendirmek için baz alacağı kriterlerden hangisinin daha önemli olduğu, ve diğerlerine göre ne kadar önemli olduğu araştırılmıştır. Puanlayıcılara 1 ile 9 arası birleşik bir skala verilmiş, bu aralıkta seçim yapmaları istenmiştir.( Burada 1=karşılaştırılan iki kriter veya özellik aynı derecede önemli, 9=puanlanan kriter, diğerine göre tartışılamaz düzeyde önemlidir. )
Yapılan puanlama sonucunda seçim matrisleri oluşturularak bunlara ait özvektörler belirlenmiş, bu özvektörlerin sonucu olan ağırlıklar ise seçim sonucuna yansıtılmıştır. Araştırma sonucunda, Zamandan tasarruf, kullanım kolaylığı ve farklı fonksiyonlara sahip olma kriterleri ön plana çıkmıştır. Bankamatikte işlem yapılabilmesi ve ek kart arasında yapılan seçimlerde ise bankamatikte işlem yapılabilmesi, güçlü bir şekilde tercih edilmiştir. Daha sonraki aşamalarda bunun ürün tasarım sürecine yansıtılmasının uygunluğu araştırılacaktır. Farklı fonksiyonlara sahip olma kriteri, kendi içinde, biriken puan miktarının görülebilmesi, çip içerme, ek kart içerme ve ATM’lerde kullanılabilme alt özelliklerini içermektedir.
Zaman ana kriteri ise, yine kendi içinde ikiye ayrılmakta, ilki bankaya vergi iade zarfının götürülmesi ve verilmesi için harcanan zamanı, diğeri ise vergi iade tutarının tüketiciye geri dönüş zamanını içermektedir. Araştırma sonucu göstermiştir ki; vergi iade tutarının tüketiciye dönüş zamanının kısalması, bankada harcanan zamanın kısalmasına oranla güçlü bir şekilde tercih edilmektedir.
Çalışmamızın devamında, hedef kitleyi temsil eden bir örnekleme uygulanan (56 kişi) ANP sürecinin adımları ve soruları yer almaktadır.
ANP UYGULAMASI
Lütfen, aşağıda gördüğünüz ikili karşılaştırmalarda, sizin için önemli olan kriteri veya özelliği, ne kadar önemli olduğu da dâhil puanlayarak değerlendiriniz.( İlk iki soru formumuzu kolayca doldurabilmeniz için örnek olarak verilmiştir.)
1=Karşılaştırılan iki kriter eşit derecede öneme sahiptir
9=Seçilen kriter, diğerine göre çok daha önemlidir.
Örnek:1
İki kriter arasında (X ve Y kriterleri) seçim yapan bir değerlendirici, X kriterini Y kriterine tercih etmektedir. Değerlendiriciye göre, X kriteri, Y kriterine göre daha önemlidir Değerlendirici, uygun gördüğü haneye yıldız (*) koyarak seçimini yapar.
Üstteki gösterimde, w ile gösterilen sayısal değerler, her bir kriterin veya alt kriterin, bir üstündeki aileden aldığı puanı göstermektedir. Her bir tablo satırı, bir kademeyi belirtmektedir. Burada toplam 3 kademede işlem yapılmakta, alttan yukarıya doğru çıkılmaktadır. Alttaki global puanlar ise, her bir alternatifin, her ana kriterin tüm alt kriterlerine göre tek tek karşılaştırılması ve puanlanması, devamında ise üstteki ağırlıklar kullanılarak hesaplanmasıyla ortaya çıkmıştır. Görüldüğü üzere, Alternatif 2 ve Alternatif 3, birbirlerine çok yakın iki puan almışlardır. Bu nedenle, tasarım sürecinde bu iki alternatife ait öne çıkan özelliklerin birleştirilmesi yoluna gidilmiştir. Böylece, çip içeren, ATM’lerde kullanılabilen ve ek kart çıkarılabilme özelliğini bünyesinde barındıran bir kavram ortaya çıkmıştır.
Ancak burada unutulmaması gereken bir nokta vardır ki, o da ilk alternatifin azımsanamayacak derecede (21%) önemli görülmesidir. Bu nedenle daha kapsamlı bilgiye ihtiyaç duyulmuş, ve bunun sonucu olarak da uzman görüşlerine başvurma yoluna gidilmiştir.
Bu gösterim ve sonucun arkasındaki işlemler süreci ise çalışmamızın sonunda detaylarıyla gösterilmiştir.
3.4 UZMAN ile DERİNLEMESİNE MÜLAKAT ve SONUÇLARI
Birincil veri toplama aşamasının ikinci kısmında kalitatif yöntemlerden biri olan derinlemesine mülakat yöntemini kullanarak bir uzmanın görüşü alınmıştır. Finans sektöründe hizmet veren bir bankanın Ürün Geliştirme Müdürü ile yapılan görüşme esnasında genel olarak kart yapıları, hizmeti verecek sektörün seçimi, uygulamanın yapılacağı alan(lar)ın tercihi ve yapılması gereken analizler ele alınmıştır.
Fiş toplamaya alternatif olarak oluşturduğumuz yeni ürün tasarımımızın fizibilitesiyle ilgili olarak öncelikle kart yapısı konusu ele alınmıştır. Tasarladığımız kart yapı olarak kredi kartlarına benzediğinden kredi kartlarının yapısı incelenmiştir. Uzmandan edindiğimiz bilgilere göre bilgilerin saklanması bakımından ve kullanılan ağlar bakımından kartlar ikiye ayrılmaktadır. Bilgilerin saklanması bakımından manyetik bantlı ve çipli diye ayrılan kartlar bu ayrım sayesinde güvenlik bakımından da farklılık göstermektedir. Manyetik bantlı kartların kopyalanması çipli olanlara kıyasla çok daha kolay olduğundan güvenliklerinin daha az olduğu belirtilmiştir. Çipli olan kartlar içlerinde “mikroişlemci” barındırdıklarından şu anki teknoloji ile kopyalanmalarının çok zor olduğunun, kopyalamanın ise milyon dolarlık laboratuar altyapısıyla mümkün olabileceğinin altı çizilmiştir. Kullanılan ağlar bakımından da kartların VisaMaster ve Onas kartlar olarak ikiye ayrıldığı belirtilmiştir. Bu kartlardan VisaMaster olanların çok daha geniş ve komplike bir ağ kullandığı, Onas kartların ise sadece belli makineler tarafından belli ağlarla okunduğu belirtilmiştir.(Örneğin firmalar tarafından kullanılan yemek kartları)
Proje kapsamında kullanılacak kartlarda kişiye özgü tanıma sisteminin oluşturulması planlanmış ve bunun kişilerin T.C. Kimlik No’larıyla sağlanabileceği ve devlet tarafından kontrol altında tutulabileceği ortak kararına varılarak güvenlik problemi çözüme kavuşturulmuştur. Ancak bu çözüm ile karşılaştığımız başka bir problemde devlet güvencesi için kontrol altına alınan bu kartların kişilerin temel hak ve özgürlüklerine bir müdahale olabileceği sorunu ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda projenin hayata geçirilmesinde özel ya da devlet sektörü seçiminin devlet olarak yapılmasının bu sorunu ortadan kaldırabileceği görüşü benimsenmiştir.
Uzman görüşü ile sorgulanan bir başka nokta da, bu kartın sadece vergi iadesi kartı olarak kullanmakla sınırlanıp sınırlanmayacağı olmuştur. Devlet tarafından yürütülmesi öngörüle bir projeden diğer kurumların da yararlanmak isteyebileceği ve karta ek fonksiyonlar eklenebilir olmasının yararlı olacağı belirtilmiştir. Bu görüş kartın çipli olmasını destekler niteliktedir çünkü bu ek fonksiyonların kartta işler hale gelebilmesi için kartın hafızasının bunu destekler nitelikte olması gerekmektedir.
Uzman ile yapılan derinlemesine mülakatta, kartta yer alması düşünülen bazı fonksiyonların yapılabilirliği ve maliyetleri konusunda birtakım analizler yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Projenin daha ileri aşamalara taşınabilmesi için yapılan uzman mülakatının ardından kar- maliyet analizi, istatistiksel analiz ve teknolojik analizin yapılması uygun görülmüştür. Bu analizler kapsamında bazı tercihlerin yapılması gerekliliği ve bunlara en uygun seçeneğin tercihi ile projenin ileri kademelere taşınacağı belirlenmiştir.
4. SONUÇ
Sonuç olarak, gerek odak gruplarından elde edilen ihtiyaç ve yeni ürün fikirleri, gerekse anketlerden elde edilen aynı doğrultudaki bilgiler ışığında 3 alternatif çözüm belirlenmiştir. Ayrıca aşağıda ayrıntılı şekilde anlatılan ANP süreci ile de bu üç alternatif çözümden hangisinin hangi yüzde ile tercih edildiği sonucundan yola çıkarak 3 alternatiften birinin elenmesi, diğer iki alternatifin ise yakın yüzdelere sahip olması nedeniyle (aynı oranda talep edilmeleri) bu iki alternatifin birleştirilerek tek bir çözüme ulaşılmıştır.
İlk alternatif olan, devlet tarafından dağıtılan ve sadece tüketicinin vergi iadesi bilgilerini toplayan kişiye özel manyetik vergi iade kartı tasarım sürecinde elde edilen bilgiler ve analizler sonucu zayıf olarak belirlenmiş ve kaldırılmıştır. Diğer iki alternatif için ise;
Çip içeren, fotoğraflı da olabilen, ATM’lerde kullanılabilen bankamatik kartı tarzında bir kart ve ek kart içeren diğer alternatif kendi aralarında birleştirilerek çip+Ek kart+fotoğraf içerecek bir tasarım yapılması uygun bulunmuştur. Bu son kavramdan ise ATM’lerde kullanılabilme özelliği kaldırılmak durumunda kalınmıştır; çünkü gerek teknolojik altyapı maliyetleri, gerekse güvenlik unsurları böyle kapsamlı bir sunuya olanak verecek düzeyde değildir.
Uzman görüşünün bir diğer ayağı olan maliyet analizleri ve bilgileri çalışmanın ikinci kısmında detaylarıyla verilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder